Yok olmak istiyorum zamanda ve bu kalabalıkta; sakla beni derinlerde, yok et orda. Bir gün balık dayanamadı bu en boş doluluğa. Aktı ilk yaş ve başladı tragedya. Balığın hikayesi bitmedi hala.
Başladı tragedya. Balık dayanamadı olanlara.
Bırakıp gidebilme cesareti vazgeçmek yani. Bazen de bırakıp gidebilme korkaklığı. Somut bir dünyada böyle ağır bir kavram hakkındaki düşüncelerimi aktarmaya çalışırsam muhtemelen yetersiz kalacak. O zaman çekilsin perdeler, başlasın tragedya.
Balık bildiği sularda bildiği şekilde yüzerken çıktı önüne birkaç dalga. Akıntıya bıraksa kendini hiçbir şey olmayacaktı, çırpınmak istedi ama. İstemedi gitmeyi artık bildiği şekilde. Savrulurken oraya buraya çarptı birkaç kere kayalara. Balık var olduğundan beri akıntı nereye giderse sürüklenip oraya gittiği için ağır geldi oluşan yaralar.
-Üstüme geldi büyük dalgalar ama bu sefer zevk verdi yaralar, açıldı gözlerim açıldı perdeler, hoşçakalın bildiğim sular.-
Yorumlar
Yorum Gönder